Bismillahirrahmanirrahim Kur-an'ı Kerim - Yemin ve Yemin Kefareti

Kur-an'ı Kerim

Yemin ve Yemin Kefareti

Yemin, yalnız Allahü teâlânın isimlerini söylemekle olur. Vallahi, billahi, tallahi gibi.
Kur’an, Peygamber, Kâbe için demekle yemin olmaz. Fakat âdet olduğu için Mushaf hakkı için demek veya elini Mushafa koyarak bunun hakkı için demek yemin olur. (Kur’an çarpsın) demek, Allah şahidim olsun demek yemin olur.

Kalben vallahi dense, yemin sahih olmaz. Dil ile söylemek gerekir. Küfre sebep olan şeyleri, yemin niyeti ile söylerse, kâfir olmaz, yemin etmiş olur. (Eğer şunu yaparsam kâfir olayım) gibi küfre sebep olan bir şeyi yemin kastı ile söylemek de yemin olur. Yemin kastı ile söylemedi ise kendisi kâfir olur. Onun için kâfir olayım sözünü hiç söylememeli!

(Babamın başı için, çocuğumun, annemin ölüsünü öpeyim...) diye yemin etmek haramdır. Tevbe etmek gerekir. Allah’tan gayrısı için yemin edilmez. Bu yemin olmadığı için, bozulursa yemin kefareti gerekmez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Babam hakkı için diyerek yemin etmeyiniz! Yemin, Allahü teâlânın ismi ile olur.) [Müslim]

Haram işlemek veya ibadet yapmamak için yemin eden, yeminini bozar, sonra yemin kefareti verir. Mesela, (Şu işim olursa vallahi şarap içeceğim) diyen kimse, şarap içmez, yemin ettiği için yemin kefareti verir.

Helal malını haram ederek yemin etmekle o mal haram olmaz. Mesela, (Şu elbiseyi giyersem haram olsun) diyen kimse, sözünde durmayıp giyse, elbisesi haram olmaz. Fakat, o elbiseyi giyince, kefaret vermesi gerekir.

Yalan yere yemin büyük günahtır. Doğru olarak çok yemin etmek de uygun değildir. Allahü teâlânın ismine ve yemine kıymet vermemek olur. Şarkılarda, türkülerde, eğlencelerde yemin etmek de böyle günah olur. (Dürr-ül Muhtar)



Sual: Maide suresinin, (Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat etmektir. Bunları yapamayan üç gün oruç tutar. Yeminlerinizin kefareti budur) mealindeki 89. âyetinde bildirilen yedirmenin veya giydirmenin kıymeti, fakire verilemez mi? Fıkıh kitaplarında bu husus nasıl açıklanmıştır?
CEVAP
Fıkıh kitaplarımızda deniyor ki:
Sarık ve mest, elbise olarak caiz olmaz. Yemek bedeli olarak, caiz olur. Şayet, her fakire birer sarık verilir; bu da, gömlek veya uzun don olmaya müsait olursa, caiz olur, değilse elbise olarak caiz olmaz, fakat kıymeti bir fıtra miktarı olursa, yemeğe bedel olarak caiz olur.

On fakire bir elbise verilse de, bunun kıymeti, her fakire verilecek bir elbise bedelinden de fazla olsa, bu elbise yerine caiz olmaz. Ancak, yemek yerine olur.

Yemin kefareti için, eski bir elbise verse, şayet yeni elbisenin dayandığı müddetin yarısından az zaman dayansa bu caiz olmaz; fazla dayanırsa caiz olur. Kıymetine değer verilmez.

Bir kimse bir fakire, bir defada on elbise verse, yemekte olduğu gibi bu caiz olmaz.
On fakire bir hayvan verse de, kıymeti on elbiseye veya on yemeğe bedel olsa, kıymeti itibariyle, elbiseden bedel caiz olur. Verilen dirhemler de [gümüş paralar da] böyledir, yani kıymeti, elbiseye değil de, yemeğe bedel olursa caiz olur.

Yemin kefareti için, ölü kefenlemek; mescid yapmak veya ölünün borcunu ödemek caiz olmaz. Yolda kalmışa verilirse caiz olur.

Buğdaydan veya undan yarım sa’ olmak üzere, on fakire ayrı ayrı vermek veya arpadan birer sa’ vermek gerekir. Bir kimse, bir fakire buğday, diğer bir fakire de, arpa verse, caiz olur. Bir kimse beş fakiri doyursa, beş fakire de elbise giydirse, eğer yedirdiği tam bir temlik ise, caiz olur. Temlik, yemeğin bedelini bizzat fakire verip, fakiri o meblağa sahip etmek demektir. (Fetava-i Hindiyye)

Yemin kefareti için, bir köle azat etmek veya on fakiri akşamlı sabahlı doyurmak yahut on fakire orta halli insanlara elverişli, üç aydan fazla dayanacak ve bedenin çoğunu örtecek bir kat elbise vermek gerekir. Elbise yerine yalnız don caiz olmaz. Ancak donun kıymeti akşamlı sabahlı bir fakiri doyuracak kadar yani bir fıtra miktarı değerde olursa, kıymeti itibariyle caiz olur. (Dürr-ül-muhtar)

Tefsirlerde ve fıkıh kitaplarında sirke, zeytinyağı, başa giyilen sarık, peynir gibi maddelerin de verilebileceği yazılıdır. (Kurtubi)

Yemin kefareti olarak, on fakire bir kere veya bir fakire on gün, her gün bir kere yarım sa’ buğday, un veya ekmek yahut bu değerde başka mal, altın, gümüş para temlik etmek [vermek] de olur. [Bir fıtra değerinden aşağı olmamak şartıyla] kumaş, havlu, mendil, çorap, et, pirinç, çamaşır, terlik, ilaç veya din, fen, ahlak kitabı verilebilir. (S. Ebediyye)

Reklamı Sola Kaydır Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol